12 Kasım 2016 Cumartesi

Umut Kırlangıçları

Selam olsun sizlere gece dostları...
  
          Son birkaç haftadır kalplere hitap etmesi amacıyla yazdığım tüm yazıları siliyordum. Bir eksik olduğunu hissediyordum, varlığı fark edilmeyen ancak yokluğu büyük bir sıkıntıya neden olan büyük bir eksik... Bu eksiğin yerini doldurmadığım sürece, yazdığım kelimeler içi boş mürekkepten başka bir şey olmayacaktı, size herhangi bir şey hissettirmeyecekti. Bir yazı, insanın kalbini ısıtıp yüzünde bir tebessüm bırakmadıktan sonra o yazının ne anlamı olurdu ki?
          Bu gece büyük bir kararlılıkla yeni, boş bir sayfa açtım ve eksiğin, sorunun ne olduğunu düşünmeye başladım. Çok geçmeden buldum: Sorun, fazla düşünmemdi.
          Cümlelerin toplu halde ne hissettireceğini düşünmekten çok, kelimelerin tek tek hatasız olmasına bakıyordum.  Hangi duyguyu nasıl ifade edeceği önceden belirlenmiş sözün aritmetik sağlamlıklar yığını arasında hayat nasıl görünebilirdi ki?
          Ben de bu gece vazgeçtim bundan, yazdıklarımı kontrol etmeden, kalbimden dökülenleri mürekkep olarak kağıda aktarmaya karar verdim. Kelimelere fazla takılmayacağıma dair kendime söz verdim. Sonuçta, bazen duygular, kelimelere ağır gelebiliyor, değil mi? 
          Size bunları anlatıyorum çünkü her olaydan alınacak bir ders vardır ve ben de bu olaydan dersimi aldım: Bazen her şeyi akışına bırakmak gerekir hayatta... 
          İnanın bana, dostlarım, yaşadığımız süre boyunca kendimizi o kadar çok kasıyor, geleceğimiz ya da geçmişimiz için o kadar çok endişeleniyoruz ki, çoğu zaman yaşadığımızın farkına bile varamıyoruz. 
          Muhtemelen hepimizin bildiği bir hikaye bu durumu çok güzel özetliyor. Bir çocukla babası, dağlık bir bölgede yürürken, çocuk ayağını taşa çarpar ve acı içinde bağırır: Ahh! Dağdan, Ahh! diye bir ses gelir ve bu sesi duyan çocuk hayret eder. Merakla " Sen kimsin? " diye bağırır fakat aldığı tek yanıt " Sen kimsin? " olur. Çocuk kızar ve " Sen bir korkaksın, " diye bağırır. Dağdan aldığı yanıt " Sen bir korkaksın,"  olur. Çocuk babasına ne olduğunu sorar ve babası, " Oğlum dikkat et, " deyip dağa " Sana hayranım, " diye seslenir. Dağdan " Sana hayranım, " şeklinde yanıt gelir. Baba oğluna bakarak açıklama yapar. " İnsanlar buna yankı derler, ama aslında bu yaşamdır. Yaşam, yaptığımız davranışların aynasıdır. Biz yaşama ne verirsek yaşam onu bize geri gönderir. " 
          Hikayeyi hatırlamışsınızdır. Ne kadar güzel ve haklı bir hikaye, değil mi? Yaşam gerçekten böyledir dostlar. Bizden ne aldıysa, onu geri verir. 
           Sürekli bir mücadele ve boğuşma halindeyiz. Biz böyle olunca, yaşam da bize sürekli mücadele edecek ve boğuşacak bir şeyler gönderiyor. Oysa ki bir akışına bıraksak her şeyi... Bütün endişelerimizin, sıkıntılarımızın yersiz olduğunu fark edeceğiz. Yaşadığımız tek bir saniye var, o da şu saniye. 
          Birkaç saniyeliğine kalp atışınızı dinlerseniz,  ne kadar belirsiz attığını göreceksiniz. Diğer saniye atıp atmayacağını bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey, şu saniye atmaya devam ettiği. Yaşadığımız tek zaman, şu an. Ne geçmiş var, ne gelecek. Öyleyse neden yaşadığımız tek bir saniyeyi, yaşamadığımız anlar için üzülerek ya da endişelenerek geçiriyoruz? Sizce de saçma değil mi bu?
          Sokakta, yüzümden hiç silinmeyen bir gülümsemeyle dolaşırım genelde. İnsanlar bana garip garip bakar, kimisinin yüzünde hafif bir tebessüm oluşur, kimi neden güldüğümü anlamayarak bana kısa bir bakış atar ve önüne döner. İnsanların bu hali beni daha da çok güldürür açıkçası. Üzülürüm onlar adına. Sürekli somurtur ve mutluluğun sırrını ararlar: Oysa ki sır, dudaklarının yukarıya kıvrılmasından ibarettir!
          Sevgili dostlar, kalemimin ucu köreliyor, mürekkebim bitiyor. Kelimelerim yavaşça kayboluyor. Bir anda gelen ilham, sanırım geldiği gibi bir anda gitmeye niyetli. O yüzden, size son bir şey daha söyleyeceğim bir daha ki yazımıza kadar hoşça kalın diyeceğim: Lütfen, bu yazı öylesine okuduğunuz sıradan bir yazı olmasın. Yazdıklarımı bir kez düşünün ve sizin için doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapın. 


       Sevgi, umut ve mutlulukla kalın dostlarım.

20 yorum:

  1. Yaa bayıldımm yorumlamana yaşına göre dehşet bi kalemm ... bravo tebrik ederim gerçekten ..maşşallah rabbim nazardan saklasın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, müthiş mutlu ettin beni. İnşallah yanımda kalemimin ilhamı olan sizler hep olursunuz. Umutla kal. :)

      Sil
  2. Öncelikle şunu merak ediyorum niye mavi mürekkep niye mavi kırlangıç sizde neyi çağırışım yapıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorunun yanıtını hemen, burada vermek isterdim fakat biraz uzun bir yazı olur. İstersen bugün yazacağım yeni yazıda vereyim cevabını. O zamana kadar sevgiyle kal. :)

      Sil
  3. Kaleminin ucu körelmesin, mürekkebin hiç bitmesin umut ve ilham hep okşasın kalbini ne güzel konuşuyorsun sen bizimle.��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanımda senin gibi güzel ruhlu insanlar oldukça kalemimin ucu hiç körelmez, hiç bitmez mürekkebim. Benim kelimelerimi güzel kalbinle güzelleştirdiğin için teşekkür ederim. İlham kaynağım olacaksın. Sevgiyle kal. :)

      Sil
  4. Sen gulumsemeye devam et sakin vazgecme ....belki bugün belkide on yıl sonra..muhakkak duyguların ve sevgin karsilik bulacaktir .sabreedip cabaladikca duyguların kalemin daha da kuvvetli olacaktir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun yazılarımda bana ilham kaynağı ve yol gösterici olacak. Sana çok teşekkür ederim. Bak, yaptığın yorumu destekliyorsun sen de, çünkü yorumunu okuyunca yüzümde kocaman bir tebessüm oluştu. Tekrar çok teşekkür ederim! ^^

      Sil
  5. Yazıların merakla ve sevgiyle takip edicem

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle güzel kalpli bir insan tarafından takip edildiğimi bilince daha büyük bir ilhamla yazacağım. Sevgi ve umutla kal. :)

      Sil
  6. Yazını beyendim Mavi kırlangıç
    "ben sevgiyi beyaz kağıtlara sürtünen kalemin sesinde duymuştum"
    Buda son vuruşu yaptı on üzerinden onbir ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, yazımı beğenmiş olsan da ben senin yorumunu daha çok beğendim! Tam olarak benim yapmaya çalıştığımı yaptın çünkü, içimi sıcacık yaptın, yüzümde bir tebessüm bıraktın. Güzel yorumun için teşekkür ederim, sevgiyle kal. :)

      Sil
  7. Çok beğendim bende okumaya devam edicem... Başarılar

    YanıtlaSil
  8. Aayy bayildim yaaa insanin kalbinde ne varsa elinden onlar dokulurmus ne guzel kalbin var❤ merakla bekliycem yazilarini

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanın kalbi ne kadar güzelse o kadar güzel görürmüş. O senin kalbinin güzelliği. ^^ Bu şekilde ilham kaynağım olduğunuz sürece hep yazarım ben. Teşekkür ederim. :) Sevgiyle kal!

      Sil
  9. Yazını çok beğendim.tebrik ederim yüreğine ve kalemine sağlık ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kelimelerimi okuyan ve anlayan güzel kalbine teşekkür ederim. Umutla kal. :)

      Sil
  10. elinize sağlık. kelimelerin cümlelerde duruşu degilde gonlumdeki durusu benim icin muhim.yeni bloglarinizi bekliyor olacagim ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gönlünün güzelliği gözlerimi kamaştırdı. ^^ Bu güzel yorum için sana çok teşekkür ederim! Umutla kal.:)

      Sil